9 Mayıs 2009 Cumartesi

Var Oluş ve Ölüm Üzerine Bir Teori

Şuana kadar bugüne kadar benim kafamda oluşan soru işaretlerinden, genel olarak insanların inançları konusundaki farklılıklarından, bir şekilde tanrıya ulaşma yollarından, kafamdaki bir tanrı figüründen ve tanrının aranacağı yerlerden vs. bahsettim.

Gelelim bu konuda son olarak belirteceklerime, çoğu soru işaretinin kalkacağı yere ve bir teorime…

Hıristiyanlar kendi kutsal kitaplarına göre ve sorumluluklarına göre, aynı şekilde de Müslümanlar kendi inançlarına göre yargılanabilir.

Böylece dogmatik inanışlar da riske girmemiş olur yani herkes kendi mensubunun dini inanışından sorumlu olabilir.

Öldüğünde herkes kendi aklına uygun bir tanrı ve hep kafasında olan belirli bir din ile ve cennet ve cehennem ile karşılaşabilir.

Bu sayede bir Hindu öldüğünde ona neden gusül abdesti almadın ya da neden namaz kılmadın diye hesap sorup da sonsuz azaba yollayamayacaktır kimse.

Ateistlerin bu teoride hiçbir şansları yoktur.

Fakat eğer tanrı gerçekten affedici ise onları iyi birer insan olana dek reenkarnasyon ile eğitebilir, aynı ruhları farklı bedenlere yaşatmaya devam edebilir.

Böylece ruh göçü teorisi de başarılı bir yerde kullanışmış olur ve affedici tanrı kendisine inanmayanları bu yolla eğitip iyi birer insan haline getirebilir.


Ruh göçü ile ilgili Vikipedi’de rastladığım bir yazı; ‘’ Prof. Stevenson 40 yılını, geçmiş yaşamlarını hatırlıyor gibi görünen çocukları incelemeye hasretti. Yaklaşık 1000 çocuk üzerinde incelemelerde bulundu. (İncelediği vakaların sayısı 2002 yılında 2006'yı bulmuştur.) Prof. Stevenson her vakada çocukların raporlarını metotlu olarak belgeledi. Böylece, çocukların anlattıkları ile ölen kişilere ait olguların paralellik göstermekte olduğunu doğrulamayı başardı. Aynı zamanda söz konusu ölen kişilerde ölüm ve yaralanmaya yol açmış yara izlerinin söz konusu çocuklarda doğum işareti ve doğum kusuru olarak belirmiş olduğunu, otopsi fotoğrafları gibi tıbbi kayıtlarla doğruladı’’

Big bang teorisi hemen hemen diğer teoriler gibi zaten kutsal kitaplarla ters düşen bir teori olmadığı gibi önümüzdeki on yıl içinde insanoğlunun elinde de patlayabilir ya da bu konuda daha açık kanıtlar da ortaya çıkabilir fakat evrim teorisine Big bang gibi artık bilimsel değil de daha çok insanın kendi topluluğu içindeki evrimi ve değişimi olarak bakmamız gerekmektedir.

Öyle ki bu zaten böyledir, hatta bu evrim günümüzde de hala devam etmektedir.

Teknoloji ve yaşam biçimlerine hatta yaşam kalitesine onar yıl arayla bakarsak hala devam etmekte olan mutlak bir değişimi fark edebiliriz.

Tek bir Rab vardır, bu kesindir fakat tanrı milyarlarca insanı adil ve memnun bir şekilde yargılayabilmek için böyle bir seçenek sunabilir kendisine.

Ya da biz onu kızdırmayalım ve bunu insanoğlu için ‘’alternatif bir yargı ortamı’’ olarak adlandıralım.

Yani buna göre eski Mısırlılar öldüklerinde gerçekten de o iki soruya göre yargılanmıştır. Hatta hala ben de böyle yargılanacağım diye düşünen bir beyin varsa yaşamdan mutluluk alabilmeye ve bu mutluluğu başkalarıyla da paylaşabilmeye ve bu yolla kendi hayalindeki cennete girmeye çalışacaktır.

Tevrat’ın felsefesi, İsa’nın mucizesi ve Arapların cennet hayalleri kendilerine canı gönülden inanan herkese açıktır.

Din farklılıkları ve farklılıklar göstermekte olan bu dinlerin mensupları arasındaki anlaşmazlıklar bu yolla giderilebilir, en önemlisi de iyi bir insanı sırf dogmatik dininden dolayı (şimdi kalkıp da en doğru bulduğum din olan İslam’ı eleştirmeye kalkacak değilim fakat İslam’a göre İslam’dan farklı dinlerin pek de hoş görülmediğini geçen sayfalarda Kuran’dan ayetler vererek açıklamıştım ne yazık ki) yanmamasını sağlar.

Kutsal kitapların birleştiği konularda (özü sözü bir, kibirsiz ve hoşgörülü bir insan olmak, hırsızlık yapmamak, kul hakkına girmemek ya da kimseyi öldürmemek gibi) istenilenlere ulaşan bir insan kendi aklıyla kurduğu ya da okuyup da benimsediği bir cennete gidebilecektir.

Son olarak diyeceğim şudur ki tanrı; sessizliği ve sükûneti seven, asaletini ve ulaşılmazlığını da bu sayede sağlayan ve sürdürebilen, onun hakkında bir şeyler söyleyecek gibi olduğumuzda sık sık ‘’belki’’ ve ‘’bence’’ gibi öznel yargılara düşmemize neden olan, Nietzsche’ye göre bir ölü, birçok filozofa göre zaten hiç doğmamış olan, son kitabında zaten doğmadığını ve doğurmadığını ilan eden, bütün bu soru işaretlerine rağmen de bütün insanlığın içlerinde, en temiz yerlerinde bulunan egemenliktir, iyi ki vardır, hep olsundur…

Kim bilir belki de yüzyıllardır bir rüyanın içindeyizdir ya da Aldous Huxley’nin de dediği gibi zaten bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir, ne malum?

5 yorum:

Unknown dedi ki...

merhaba yazınızın tamamını okudum ve bende yorum yapma gereğini kendimde hissettim.yazınızda da belirttiğiniz gibi müslümansınız. ve bende bu doğrultudan yola çıkarak bazı yanlışlıklarınızdan bahsetmek isterim. siz eğer müslümansanız (gerçek manada) bu yazmış olduğunuz yazı Kuran-ı Kerim'e tamamen terstir. bakın Allah (c.c.) eğer diğer dinlerin bozulmadığı gibi bir durum ortaya koymuş olsaydı. zaten müslümanlığın gelmesine gerek kalmazdı. müslümanlık diğer inançlardan(içinde tanrı inancı olsa dahi) sonra gelmiştir. ve onları asla kabul etmez. zaten sizde bu durumun ayetlerle sabit olduğunu belirtmişsiniz. bu noktadan sonrada diğer inanca sahip olan insanların cennete giremeyeceği durumunu 'maalesef' ifadesi kulanıp belirterek sanki cennet sizin özel mülkünüzmüş gibi davranmanızı anlayamıyor ve esefle kınıyorum. yerinizde olsam din gibi önemli bir konuda ortaya tez hazırlarken öncelikle Kuran-ı Kerimi, daha sonra peygamberler tarihini, daha sonra islam tarihini, ve daha sonrada türkiyede ve dünyada önümüze konulan ve kabullendirilmeye çalışılan ILIMLI İSLAM anlayışının ne demek olduğuyla ilgili bu durumu detayıyla ifade eden kitapları okumanızı tavsiye ederim.
kaynak:
m. asım köksal: islam tarihi
m. asım köksal: peygamberler tarihi
tevfik karabulut( Kod adı: ılımlı islam)
kitaplarını okumanızı önemle tavsiye ederim. Allah korusun bu fikirler sizi dinden çıkarabilir.

kalemler dedi ki...

aytuğ hocam ben sizi taa malatyadayken tanıyordum siz belki hatırlamazsınız siz 6. sınıfa giderken ailece görüşürdük ben adımıda söylemek arzusu iindeyim adım mustafa (şenol akdoğanı çok iyi tanıyorum)eğer bir iletişim isterseniz hanterx-daref@hotmail.com adresinden iletişime aktif olarak geçebiliriz. mustafa safa özgün

depresif dedi ki...

İsLam'ın son din oLması ve öncesinin kabuL etmemesi oLayı gayet doğaL oLarak karşıLanması gereken bir oLgu değiL mi ?
Siz yanLış yoLLardan geçip doğruyu buLduktan sonra tekrar o yoLLara girmeyi dener misiniz ?
Yada günümüze uygun bir örnek vericek oLursak herhangi bir teknoLojik aLetin en son sürümünü en iyisi varsayarsak iLk sürümünü mü tercih edersiniz son çıkanı mı ?
Sanıyorum ki böyLe bi durumda antika sevginiz değiL ; iyi oLana eğiLim üstün geLecektir. (:

He bir de unutmadan " ateistLik " bence bir din yada dinsizLik oLamayacak kadar aciz bir yaLandır. Doğruyu biLip kötü bir inanan oLmak yerine inanmayanı oynama durumu . .
,)

Unknown dedi ki...

depresif kardeşim bence senin yaklaşım noktan olayı tam oarak anlataabilmiş değil. yani evet bu bahsettiğimiz konu teknoloji osaydı yaklaşımına doğru diyebilirdim fakat konu inanç olunca işler değişiyor.
şimdi senden islamiyetin doğduğu gne gitmeni istiyorum.yıllardır gelenek haline gelmiş ve saçma olduğu bilinerek (kendi yaptıkları helvadan putları yemeleri gibi) puta tapınma var. yahudiler bir peygamber bekliyor fakat bunun kendilerine geleceğini umuyor. hristiyan papazlar peygamberin geleceğini biliyor fakat kilise çıkarları için bunu herkese açıklamaktan çekiniyorlar. işte böyle bir ortamda peygamber efendimiz (s.a.v.) islam dinini anlatıyor ve insanlar hiç bir çıkar gözetmeden müslümanlığı seçiyorlar. aslında müslümanlık yeni bir teknoloji değil onlar için. inanmayanlara karşı verilen çileli bir mücadele. ama o insanlar Allah'ın peygamberine o yolda ölmeyi bile göze alarak bağlanıyor. yani islam dininin yeni jenerasyon iphone lar gibi reklamı yapılmıyor. aksine sürekli saldırıya maruz kalıyor, psikolojik baskı altında tutuluyor o zamanki putperesler tarafından.
yani sözün özü o zamanki insanlar bizim gibi internetten araştırarak doğru yolu hiç zahmet çekmeden oturdukları yerden bulmuyorlar. her an bir mücadele içindeler ve bu haklı mücadeleden de hiçbir zaman kopmuyorlar.

depresif dedi ki...

Ben teknoLojiyi sadece örnek oLarak verdim ,eLbette günümüz koşuLLarıyLa karşıLaştırıLamayacak konuLar bunLar ..
BunLara ben de sizin kadar vakıfım,emin oLabiLirsiniz ,)
İsLamiyetin en iyisi oLduğunu , yani en geniş kapsamLısı ve en doğrusu oLduğunu ifade etmek istemiştim yaLnızca.