25 Haziran 2013 Salı

TANKLAR KONUŞMAZ


Paşam,
yaklaştır kulaklarını da sana bir sır vereyim:
Yaşadığı toprakları en çok seven insanlardır
tanklarınızın önünde duranlar;
endişelenirler
leş nefesinizin üfleyeceği bir emir yüzünden
top mermilerinin delik deşik edeceği çocuklar için.

Makam arabalarınızın arka koltuklarında
kravatlarınızı gevşetip görmeye çalışırken
rütbelerimiz olmadan tanıyamıyor olabilirsiniz:
Biz her şeyden önce, insanız, paşam!
Kaç kurşunla ölsek gene rastlayamazsınız ismimize gazetelerde.
Çırılçıplak da gelseniz dövüşmeyiz,
üstelik tüm ordularınızdan cesur sayılırız.
Ekmeye çalıştığınız kötülük tohumlarına inat
özgür ve kocaman ağaçlar olarak kök salacağız!

Panzerleriniz temizleyemeyecek vicdanınızı,
zırhlarınız önüne geçemeyecek ölümün;
siperlerin ardında kalacak söylediğiniz tüm yalanlar!
Kaldığınızda bir başınıza
uçaklarınız havalanıp kurtarmayacak sizi,
uyutmayacak öldürdüğünüz insanların çığlıkları
ve değiştirmeyecek katil olduğunuz gerçeğini
postallı kölelerinize yaptığınız
“Vurun!” çağrısı.

Kendi çıkardığınız savaşın sonunda
gene kendinize mahkûm kalacaksınız.
Sevin!
Bugün yaptıklarınız için nasıl utanıyorsak sizin adınıza,
 bütün bunlar bittiğinde senin için bile üzüleceğiz, paşam!

Aytuğ Akdoğan
Taksim/İstanbul
2013
TANKLAR KONUŞMAZ