7 Şubat 2017 Salı

Kitapların İlk Cümleleri

Ben Hep 17 Yaşındayım'ın ilk cümlesi: ''Onlar fark edemezler.'' (2009)
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm'ün ilk cümlesi: ''Sizin içinizde kaç kişi var?'' (2011)
Ben, Hiçbir Şey’in ilk cümlesi: "Bu dünyada özgürlüğünü kim ne kadar ilan edebildiyse, ben de o kadar özgür olabildim." (2013)
Duvar'ın ilk cümlesi: “KAFES!” diye bağırdı, “Kocaman bir kafes bu dünya!” (2014)
Sürgün'ün ilk cümlesi: "Hadi siktir olup gidelim!" (2016)






6 Şubat 2017 Pazartesi

Deniz Kızı

Deniz Kızı

“Beni” derdi, “babam bile böyle sevmedi.”
“Boşver” derdim, “ben de annemi böyle sevmezdim.”
Boynuna saklandığımda saçlarının arasından izlerdim hayatı
ve salt o zaman severdim
üstüne tükürük gibi fırlatıldığımız bu dünyayı.
Dokunması bağışlanmak gibiydi;
ince uzun parmakları gezinirken bedenimde
günahlarım su gibi akıp giderdi.
Sıcaklığıyla doldurduğu eski püskü bir yatakta
bir uçurum gibi tüm o dokunuşlardan düşerken
tutunurdum kana kana
– tutunurdum memelerine
– tutunurdum bacaklarına.
Dibe vurduğumdaysa ağlardım içine
– ağlardım zehir ve gözyaşlarıyla.

Bazen onu öyle uzun süre izlerdim ki,
sonunda kendimi unutur – ona dönüşürdüm sanki.
Bazen de ona ne kadar yakın olmaya çalışsam da
eski bir fotoğrafmışım gibi bakardı bana
– kederli bir gülümseme ve alayla.
Gene de çaresizce sürüklenirdim – devam ederdim yanında
canı bağışlanmış mahcup bir köle gibi / başım önde dolanmaya.
O, “Asla” derdi, “yerleşmemeli!
Ne gerçeğe ne düşlere
ne varlığa ne de hiçliğe.”
Bense çoktan çadır kurup taşınmıştım onun göl kenarına.
Ancak çıkmaz sokağın sirenleri
artık yanıp sönmeye başlamıştı suratımda.

Bir süre sonra onun tablo gibi yüzünü aramaya başladım
iç çekip durduğum gecelerin dört duvar karanlığında.
“Fazla uzaklaşmış olamaz” diye düşündüm çünkü
parmak uçlarımda kasıklarının kokusu vardı hâlâ.
Ama ah! Nafile…
Haykırışlarımı bile duyamayacak kadar uzaklaşmıştı aslında.
Hep merak ederdim onun o uzuuun sessizliklerinde / nereye dalıp gittiğini
ve tekinsiz kafasının içinde / kim ya da nerede olduğunu düşlediğini.
Sanırım şimdi anlıyorum – asla evcilleşmeyecek bu güzide hayvanın
sadece kendi vahşi tabiatında yaşaması gerektiğini…

Aytuğ Akdoğan

(Not: Bu şiir AYI Dergisi'nin 2017/Şubat sayısında yayınlanmıştır.)