12 Temmuz 2012 Perşembe

Denizi aldım karşıma konuşuyorum...


Denizi aldım karşıma konuşuyorum;

şimdi herkes başka bir yerde.
O kalabalıklardan birine karışırsam yalan söyleyeceğim.
Eğlenmeye çalışarak harcamayacağım bu zamanı.
Kandırmayacağım da kendimi, sevmeye çalışarak bir hayırsızı.

Küçük bir çocuğum ben;
bütün seslerin tedirgin ettiği;
aç ve başıboş.
Köpekler gibi cesur bazen,
kediler kadar ürkek geceleri.
Ve olası bir Tanrı kadar yalnız…
Sapasağlam bir yalnızlık!

Eğreti bir adamım ben;
Bir bakireye arkadan sahip olmak isterken,
orospuların ellerinden tutup gezdirmek isteyen.
Bir kadının sigarası yerine saçını yakarken,
arzulamak, “gerçek” sözcüğünü bulan adamın şüpheciliğine sahip olmayı.

Yazıya dökülecek her şey ve bütün hayaller gerçekleşecek;
bir şiir de onun için yazacaksın ve o senin olacak!
İnce, uzun bir kalem!

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Siir yazma bence gozlerin konussun daha iyi. Cunku gozlerin.. Onlar cok guzeller.

Adsız dedi ki...

henüz yirmilerinde(sanırım) olan bir herifin orospular, kadınlar, gençliği ve geçmişi hakkında bişeyler kusacaksa yarım asır devirmiş biri gibi öğürmesine katlanamıyorum. yani samimi de olabilirsin bu ihtimal var. ama samimiyetsiz geliyor işte mösyö. yaşamak ve yaşanmak var.

sağlam dizeler de var mesela "arzulamak, “gerçek” sözcüğünü bulan adamın şüpheciliğine sahip olmayı." gibi.

belki öykü yazmalısın hatta yalnızca yazmalısın, kategori gereksiz.

Adsız dedi ki...

Bu şiiri ölmeden hemen bir dakika önce, 58 yaşındaki Turgut Uyar yazmış olsa ne değişecekti?
Yani bir şiiri okumadan önce, şiirin "sadece genç" bir adam tarafından yazılmış olduğunu bilmek okuru bu denli riyakârlaştıracak ise bu ülkede yetişen, kendini yetiştirmeye çalışan her yirmili yaşlarındaki delikanlıyı askere gönderelim.
Ya da biraz mert olalım ve yazarın karakterini biraz olsun unutmaya çalışıp, yazdığı -her ne olursa olsun, düz yazı, şiir ya da öykü- biçim, estetik ve uyandırdığı duygular üzerinden inceleyelim.
Biliyorum, şimdi de benim kaç yaşında olduğumu merak ediyorsunuz...

Adsız dedi ki...

hayır problem yaş değil, ifadeler. zaten 58 yaşındaki Turgut Uyar da böyle dillendirmezdi arzıhalini. yani varsayım yaptığınız için söylüyorum yoksa yapardı yapmazdı anlamsız değerlendirme.
her neyse şöyle söyleyeyim o zaman, bazı olayların anlatılabilmesi için demlenmesi gerek. demlenmemişse çiğ gelir tadı. bu şiirler öyle tadlar bıraktı bende.
ayrıca yaşı ne olursa olsun hiç bir insan askere gitmemeli. bu insanın yaşayıp yaşayabileceği en büyük kıyımdır.
ama karşı argümanın şiirden askerliğe gelmesi baya ilginç olmuş sayın adsız okur.