18 Ağustos 2010 Çarşamba

Aile Güzel Bir Hayaldir - Masumiyetin Ziyanı Olmaz.

Ama en güzeli nedir biliyor musunuz, bu şehirde aklı başında bir yetişkin olmaktan çok şuursuz bir çocuk olmak.

Çocuk olmak İstanbul’da yıllar sonra yeniden… Yeniden o küçük bedene dönmek, sadece bir günlüğüne benim için herhangi bir doksanlı yıla herhangi bir güne ve Zeytinburnu lojmanlarına. Gözlerim daha maviyken ve daha canlıyken bir rüyaya uyanıp bir günlüğüne yeniden küçük el ve bacaklara sahip olmak. Kayıtsızca son bir saklambaç daha oynayıp saklanılan yerden hiç çıkmamak ve dizlerdeki yaraları soymak ardından nasıl bir şey çıkacağını merak ederek. Her soyuştan sonra aynı pişmanlığı yaşamak.

Söz tanrım ertesi sabah kaldığım yerden devam edeceğim bugüne ama götür beni bir günlüğüne. Götür tekrar eskilere ve her şey netleşsin. Aslında nasıl bir çocuktum ben bugünün gözleriyle tekrar görebileyim dünümü. Son bir kez bizimkilerle çay içmeye oturayım oturma odasında ve Televole’yi açalım gene çok önemli bir programmış gibi pür dikkat izleyelim sadece. Hiçbir şey düşünmeden hiçbir şey konuşmadan. Söz hiç çaktırmayacağım gelecekten geldiğimi bir günlüğüne. Ve döndüğümde kimseye bahsetmeyeceğim bu rüyadan.

Her şey o kadar hızlı ilerliyor ki… Bir bakacağız ki yüzümüz buruşmuş ve neyi özleyeceğimizi şaşırmışız. Ve herkes ölmüş, bir biz kalmışız… O bir gün de çabuk geçecek. Ve önümüzde bizi bekleyen binlerce gün de. Ölmek için yaşıyoruz ama bu insanı karamsar yapmamalı çünkü dinlediğimiz güzel bir şarkı, sevebildiğimiz bir adam, öpüştüğümüz bir bayan, başını okşadığımız bir kedi, sessizce izlediğimiz bir uçurtma ya da yaptığımız bir makarna… Hepsi burada. Tadını çıkartmalıyız.

Ama çocuklar, siz o kadar iyisiniz ki henüz hala küçükken… Bazen hala gidiyorum o lojmanlara ve yeni on yaşındaki Aytuğlar görüyorum dışarıda. Onlar bilmiyor en güzel günlerini geçirmekte olduklarını. Ben de bilmezdim ileride en çok o günleri özleyeceğimi. Şimdi yanlarına gidip anlatsanız bütün bunları, anlamsızca yüzünüze bakarlar herhalde. Ya da olur ya aralarında bir günlüğüne oraya dönen bir tanesine denk gelirseniz ‘’Biliyorum salak!’’ diye lafı yersiniz. Yalvarırım kıymetini bilin çocuklar. Bıkana kadar oynayın şu oyunlarınızı ve evden, aileden uzaklaşmak için gün saymak yerine onları daha çok, daha çok sevmeye bakın. Hem, masumiyetin ziyanı olmaz…

6 yorum:

Rebecca dedi ki...

ahh benim yerime de oynasınlar. hatta bence içi çocuk olanlar buluşup oyun oynasın :P

OdunsuSarışın dedi ki...

tüylerim diken diken oldu..

Neyin Pesindesin dedi ki...

senin sayende bende 17 yaşıma döndüm, kısa bir süre olsa da.

Tatsız Çilek dedi ki...

17'iyi 4 yaş sollamışım.
U dönüşü yapsam,yetişebilir miyiö geçen yıllara.

çirkin erkek dedi ki...

etkin bir durum içinde misin?

Adsız dedi ki...

istemsiz yaşlar gözümden süzüldü... "masumiyetin ziyanı olmaz"...hiç bir zaman o masumiyetime dönemeyeceğimi hatırlatın ve aslında bazen çocuklardan neden nefret ettiğim yada sevdiğimi kendime fısıldarken sen afişe etmişsin ne denir ki yolun açık mı olsun başarılar mı her neyse kelime dağarcığın geniş seç beğen al iyi dilekleri senin olsun