28 Temmuz 2009 Salı

Gelecekteki Sevgiliye Mektup


Sevgili sevgilim.

Sana bu mektubu sen şimdi çok uzaklardayken ve ben ne yazık ki seninle henüz tanışmamışken yazıyorum.
Sana seni her daim mutlu kılacağıma dair bir söz verirsem hata yapmış olurum.
Sen beni henüz belki tanımıyorsun ama ben ancak mutlu iken başkalarını mutlu edebilirim.
Yani bu biraz da senin bana vereceğin mutlulukla alakalı.
Fakat ben bazen bana vereceğin her şeyin hakkını veremeyebilirim.
Böyle durumlarda bana kızma, çok da keyifli bir ailem olmadı benim. Aşkı küçük yaşta anne ve babamda değil sokaklarda öpüşen çiftlere imrenerek fark ettim.
Hayatıma olumlu olumsuz çok şey katacağını düşünüyorum.
Bu kısa bir sarhoşluk, uzun vadede daha da büyük bir yalnızlık ya da sadece cinsel birleşimler olabilir.
Hayat o kadar karmaşık bir hal alabilir ki, bir gün belki senden bile sıkılabilirim.
Bazı günler senden kaçmak isteyebilirim ya da ansızın sana sarılıp uyumak.
Böyle durumlarda benden korkacak gibi olursan…

Tanrı, benim sana en çok ihtiyacım olduğu zamanda verecektir seni bana.
En azından bu içgüdüsel düşünce benim seni sabırla beklememi sağlıyor.
Anlatabiliyor muyum senin benim için olan önemini?
Sensizlikten yani acizlikten bir salak gibi tanrıyı katıyorum cümlelerimin arasına.
Yoksa daha klasik yoldan ‘’Seni seviyorum aşkım bebeğim’’ mi demeliydim?

Biz birlikteyken her şeyin üstesinden gelebiliriz.

Belki birbirimize çok güzel çok pahalı hediyeler alamayabiliriz ya da ben seni sana kendini çok ünlü çok önemli birisiymiş gibi hissettirecek yerlerde yemek yemeye götüremeyebilirim. Ama el ele dünyayı dolaşabiliriz mesela. Elimizde bir harita bile olmadan her yeri gezip kaybolmayı göze alabiliriz sanki. Evet, evet birlikteyken böyle şeyleri deneyebiliriz. Belki bir ara hiçbir insanın barınmak istemeyeceği bir yerde çadır kurup içinde ve dışında günlerce yaşamayı deneyebiliriz. Ve emin ol artık mutlu da olabiliriz, sen ve ben artık ‘’biz’’ olmuşken.
Her sabah ilk kalkan öbürünü öperek uyandırabilir mesela. Hatta bu bir adet, gelenek görenek ya da kalıcı olması için daha ne gerekiyorsa ondan olmalı.
Senden bu tür çılgın deneyimlerde benimle olmanı istersem ve böyle durumlarda benden korkacak gibi olursan…

Dur daha söyleyeceklerim bitmedi.
Dedim ya anne ve babam kadın erkek ilişkilerinde bana pek iyi örnek olmadılar diye, işte bazen istemsiz olarak bana en çok yansıyan o kadın erkek ilişkisinden ötürü yılların acısını senden çıkartmayı deneyebileceğim zamanlar gelecektir.

Böyle durumlarda benden korkacak gibi olursan…
Bu tür zamanlarda benden ayrı gitmek isteyecek gibi olursan, anlarım seni sevgilim. Anlarım seni ve zaten seni senden önce ben ayırırım kendimden. Hatta senin ruhun bile duymadan sana başka ve daha olgun yeni bir ‘’ben’’ bile bulmaya çalışabilirim. Sırf ben, seni benden uzaklaştırdım diye yas tutmaya başlayacak gibi olurken seni çok sevdiğim için bir de senin beni artık düşünmemen için yaparım bunu.

Anlatabiliyor muyum senin benim için olan önemini?
Yoksa daha kısa yoldan ‘’Seni seviyorum aşkım bebeğim’’ mi demeliydim sana?
Sahi, mutlu olur muydun o zaman?
Kusura bakma, sen benden bunu beklesen bile ben aşkı ve hislerimi böylesine zavallı kısa yollarla anlatamazdım sana. Zaten beni biraz anlayacak gibi olsan, sen de yetinmezsin seni seviyorumlarla.

Gelecek zamana geçmişten yazılmış bir yazıdır bu. İçinde kaygılarımı da hayallerimi de barındıran. Henüz seninle hiç tanışmadan ama bir gün mutlaka beraber olacağımızı bilen benim, sana seni daha tanımadan bile neler yazabileceğimi gösteren bir mektup.

9 yorum:

Aybike dedi ki...

Kesinlikle aşkın ne kadar gösterişli olduğu önemli değil,birbirine hissettiklerin ve aranızdaki güçlü bağ önemli.Bunu her zaman yaşatabilmekte ikilinin arasındaki davranışlara kalmış bir şey.Ah ne yazık ki hiç öyle bir deneyim yaşayamasam da izlediğim filmlerden,okuduğum kitaplardan ve gözlemlediğim olaylardan tecrübe kazandım.Ve senin yazdığın denemeden kazandım =) Ellerine sağlık.Yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum

Mega dedi ki...

Okuyunca insana haz veriyor fakat okuduktan sonra akılda iz bırakmıyo yazıların Aytuğ :)

Fatih AKDOĞAN

lahanadan mimar dedi ki...

kendimce gelecekteki sevgilimle yapacaklarımı planlarken ben bu yazı kıskandırmadı değil hani .))

Özlem dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Özlem dedi ki...

Benim de böyle bir mektubum var! :) Ben de sadece kendim yazarım sanıyordum böyle şeyleri, başkalarının da yazdığını bilmek sevindirici.:)
Facebook'tan gelen bir mesajla ulaştım sayfana, yazı yazmaya bayılan ve senin gibi 17 yaşında olan biri olarak kitap çıkarmaya yönelik umutlarım arttı sayende. Burdaki bir kaç yazını okudum, ilk fırsatta kitabını da alacağım. Başarılar ;)

Adsız dedi ki...

saçma oldu biraz.niye yorum yazdığımı bile bilmiyorum...

Unknown dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Seval KÖPRÜLÜ dedi ki...

Hissedilen duygular aynı olsa da, Tanrı? size kıyak geçip bunları 'diğerleri'ne göre daha iyi dile getirebilme yeteneği sunmuşa benziyor..
Tercüman olduğunuz, teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Gece saat 03 ü bir süre geçe gayet maleyani küçücük telefon tv sinde bana çok sıcak gelen fikirler ve " Gelecekteki kosebaşı sohbetleri için ilk tanışma " merhaba benim adım Ahmet sizinle mutlaka sohbet etmeliyiz